DİĞER
"Bizde elektoralizm, hüküm sürdüğü yetmiş beş yılın ardından bugün tam anlamıyla bir çıkmaza girmiş durumda. Başta Kürt sorunu olmak üzere kendi eliyle yarattığı ve çözmemekte ısrarcı olduğu kallavi sorunlar, elektoralizmi fena halde zorluyor. Üzerinde bunca baskı olan HDP'nin milyonlarca seçmeni var, onlar oy vermeden elektoralizmin şansı yok, ne iktidardakiler, ne de muhalefettekiler açısından."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Knausgaard çok zarif bir şekilde felsefeyi, doğayı, kuşları ve Stephen Gill’in fotoğraflarını bir aile dramı içinde ele alıyor. Hepsi birbirine bağlı; hepsi felsefenin ve inancın erdemiyle dolu. Bu küçücük kitap Kierkegaard’ı da anlamak ve öğrenmek için nefis bir fırsat; hatta iki kitabı birlikte okumak en iyisi."
"Roman yazarak istediği başarıyı elde edemeyen bir edebiyatçı, roman yazarak istediği başarıyı elde edememesi hakkında yazarak kazandığı bilinirliği roman yazarlığı statüsünü pekiştirmek için kullanmayı seçiyor... Edebiyat şudur budur ketlemelerini iradesiyle bir buzkıran gibi aşmayı başaran Knausgaard sıradan bir edebiyat meraklısından yazarlık ikonuna nasıl dönüştü?"
“Eagleton’a göre yapısalcılık gönderge ile göstergeyi birbirinden koparmıştı. Post-yapısalcılık ise gösteren ile gösterileni birbirinden koparır. Bu kopuşla birlikte anlam kayganlaşan, askıya alınan, gelmekte olan bir şeye dönüşür.”
Pandemi sonrasında hayatlarımızı derinden dönüştüren ve büyük ölçüde kanıksanan dijitalleşmeyi, dijital kapitalizmin yapısını ve işleyişini eleştirel bir şekilde ele alan, “ufuk açıcı” bazı kitap önerileri...
"Sutherland’in edebiyat tarihini benzerlerinden farklı kılan, akademik dilin makinemsi soğukluğunu barındırmaması, bilakis dilinin son derece samimi ve canlı olmasıdır. Buna “‘ben dili’nin dayanılmaz hafifliği” de diyebiliriz. Riskli, olumsuz eleştirilere gebe, fakat aynı zamanda cesur ve iddialı…"
"Knausgaard özelinde okuru en çok teşvik eden ve hatta içini gıcıklayan şey onun hayatıyla ilgili 'içeriden bilgi' edinebilme ihtimalimizdir. Bu anlamda Kavgam bizim edebi zevklerimizden ziyade röngtenci tarafımıza hitap eder. Kaldı ki yazar ne kendine has bir üslupla, farklı bir teknikle yazar ne de anlattığı hikâye aslında çok çarpıcıdır. Ancak okur olarak yazarla röntgenci bir ilişki kurmaya çalışırız, onun benliğini kendi benliğimizin bir parçası haline getirmeye çalışırız."
Ünlü Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard'ın Kavgam dizisinin Son adlı son kitabı haftaya Türkiye'deki okurlarıyla buluşacak. Kitaptan kısa bir parçayı tadımlık olarak sunuyoruz...
“Şaziye Karlıklı’nın biyografileri içinde geçen şahsiyetler ve olaylar o denli çarpıcı ki, bu kitaplar üzerine çıkan kısa yazılarda ister istemez bu detaylar öne çıkmış, ben daha katmanlı bir okumayı önermek istedim. Ayrıca, kitap tanıtımı sadece tanıtmakla kalmalı ki, gerisini merak edip siz okuyun, dikkatinizi çeken kısımları siz kendiniz seçin, en önemlisi, şu sıkıntılı günlerde, Karlıklı’nın su gibi akıp giden iki kitabı ile tanışın…”
Birbirinden hem konu hem tarz hem anlatım hem de coğrafya itibarıyla farklı olan bu iki yazarı buluşturan şey, çağımızın dertlerini çağımıza dair bir çabayla, birbirinden radikal ölçüde farklılaşmış iki istikametten yazıyor olmaları
The Guardian'ın "Konusu müthiş, tekniği ise kusursuz. Ayrıca sonu, hadi sonları diyelim, insanı derinden etkiliyor" sözleriyle övdüğü Laura Barnett imzalı "Sen Ben Biz" Murat Karlıdağ'ın çevirisi ve April Yayıncılık etiketiyle raflarda. Okurunu tesadüf ve kader üzerine düşündüren bu romandan kısa bir bölüm sunuyoruz
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.